10 Mart 2013 Pazar

Hüzünlü bir rum ezgisi olan "Samyotisa" yı dizelerine sokan ve babasına ithaf eden "Pelinaki" Giritli




Hüzünlü bir rum ezgisi olan "Samyotisa" yı dizelerine sokan ve babasına ithaf eden "Pelinaki" Giritli bir ailenin torunu olan sevgili Pelin Onay Ege'nin incisi İzmir'in sesiydi..
"samyotisa,samyotisa
yotisa,yoti samyo
malematemya,ta kupya
samyotisa, ka narto
na separo.."
Hüzünlü bir rebetiko ezgisi kulaklarına fısıldanmıştı çocukluğunda ve bunu anımsayıp mırıldanırken "samyotisa" yı,dizeler sıralanmıştı gönlünde Pelinaki'nin;
"bir rum ezgisi aralıyor dudaklarımı
Midilli'ye baktım
ışıklarını gösteriyor onaylarcasına
anlaşıldı
bu akşam söyleyeceğiz bütün şarkıları
hem bak denizde eşlik ediyor bize
haydi baba
söyle çocukluğumun şarkısını
söyle samyotisa'yı.."
diye başlayıp devam eden babasına hasretin gönül sesiydi. Bu ses uzun zamandır köşesine çekildi, ilk şiir kitabı yayınlanmıştı " nü sızı " Belki de ikincisi yoldaydı ondandır
dedik sessizliği Pelinaki'nin..!
"Nü sızı" da kendisini şöyle tanıtıyordu Pelin Onay "Ne sevgiyi ne de rakıyı susuz içemez,
aşk bir türlü bitiremediği, bitirmeyi de düşünmediği roman gibidir. Pelinaki'nin kulağa hoş gelen nick'i gibi "Yâr Gidiyor"(fevli i agapi mu) isimli çok hoş bulduğum ve iznini önceden aldığım şiirini sizlerle de paylaşmak istedim..
"Rum meyhanesindeydik.. Dilimizden dökülen şarkılar,vedaların hatırına kadeh kaldırdık..
sevmiştik.. Bekledik de.. Şimdi, tütün kokan parmakların kaldırdığı, inadına yürekli bir
sevdadır anason kokusundaki özlem.. Bizi kutsa gece, kapında sabahlıyoruz.. Kapında yeniden aşık olmaya geldik vedalara rağmen.. Hadi, doldur kadehleri..
yâr gidiyor..
antik bir aşkın kalıntıları kalıyor sular altında
"yasu!" diye bağırıyor bir balıkçı
eyvallah çekiyor yan masadakiler
bir kadın derinden "samyotisa"yı söylüyor,
"sagapo me agapi" diyor
bütün meyhane başını önüne eğiyor
kadın şarkı söylüyor
kadın ağlıyor
yâr gidiyor..
ertelenmiş
ve söylenebilecek bütün sözler adına,
derin bir sessizlik birikiyor yüzlerde
şehvetli melodilerin titreyişi bedenlere dokunuyor
sevişmek nasıl da özlem yüklü
sevişmek nasıl da zor özlerken
celladını beekleyen
ama korkularına rağmen tahtını bırakamayan bir kral gibi,
tedirgin bütün duygular
kadın biliyor
herkes susuyor
yâr gidiyor..
Nikolas'ın sesi yıkıyor ortalığı,
hâlâ bırakamadığı rum şivesiyle
"canlanin bre yavrularim,sevdadir bu,yine gelir.."
kadın ve Niko göz göze geliyor
Niko anlıyor
kadın konuşamıyor
yâr gidiyor..
masada kalan bir kaç meze
ve yarım bardak tutarında nefes alan,
bir kadeh rakı geceye kalkıyor
dalgalar yüreklere vuruyor,
yürekler ıslanıyor
balıkçı ağlarına takılıyor bütün hüzünler
"denizden babam çıksa yerim" diyen Manos
ah! Manos
Manos bile konuşamıyor
kadın kadehini dolduruyor
sigarası intihar ediyor
yâr gidiyor..
giderek derinleşen bakışlar,
Madam Sophia'nın sesine takılıyor
"hadi ama../..çalsin sazlar../..geldik biz ağlamaya?"
kör Maryo lyra'sını çalmaya başlıyor
vurulan kadehlerin yankısı duvarlardan dönüyor
herkes müziğe eşlik ediyor
kadının yüreği yanıyor
kadının yüreği kanıyor
yâr gidiyor..

Pelin Onay

Hiç yorum yok: