Ege'nin güney sınırında şu an bir Yunan adası olan Girit'te küçük bir şehir olan
Hanya'da bıraktığımız önemli eserlerden birisi olan Hanya Mevlevihanesi, ilk
defa bir çalışmaya konu oldu.
KAMİL BÜYÜKLER
Kaybolan, yıkılan, unutulan medeniyet mirasımızın önemli
eserleri sadece buralarda değil elbette. Uzaklarda, bir zamanlar "bizim olan
eller"de de bıraktığımız eserler var. Bu eserler gün gelip bir meraklısının onu
arayıp bulmasını bekler. Yine uzaklarda, Ege'nin güney sınırında şu an bir Yunan
adası olan Girit'te küçük bir şehir olan Hanya'da bıraktığımız önemli eserlerden
birisi olan Hanya Mevlevihanesi, ilk defa bir çalışmaya konu oldu. Yazar ve aynı
zamanda akademisyen İsmail Kara tarafından ilginç tesadüfler zincirinin
sonucunda hazırlanan eser Dergâh Yayınları arasından 'Hanya/ Girit
Mevlevihanesi' adıyla yayınlandı.
80'li yılların başında Dergâh Yayınları tarafından hazırlanan Türk Dili
Edebiyatı Ansiklopedisi'ne Kevser Atay tarafından gönderilen mektup, yazarın
yaklaşık on beş yılı bulan çalışmasına ve uzun bir zamandır tarih sayfalarının
arasında unutulan Hanya Mevlevihanesi'nin kitabının hazırlamasına vesile olur.
İzmir'den Kevser Atay Hanım yazdığı mektupta ansiklopediye madde olarak büyük
dedesi Hanya Mevlevihanesi kurucu şeyhi Şemsi Dede ve eserinin girmesini
istemektedir. Bu mektup o gün kayda girer ve kapanır. Ancak yazar İsmail
Kara'nın ifadesiyle Hanya Mevlevihanesi fahri türbedarlığı kaderde kendisine
tevdi kılındığı için, mektuplar, fotoğraflar, belgeler, evraklar birbirini takip
eder ve tabii Mevlevihane'nin Şeyh ailesinin son fertleriyle görüşme şansına
nail olur. Hanya Mevlevihanesi yazar için çok "uzak" iken, kaderin cilvesiyle
"yakın" olmuş ve bu kitap meydana gelmiştir.
HANYA'DA GEÇEN KIRK DÖRT YIL
Girit adasının Hanya sancağında 44 yıl (1880-1904) faaliyet gösteren Hanya
Mevlevihanesi döneminin en önemli dini-kültürel yapılarından biridir. Hanya'dan
Konya'ya Çelebilik makamına yazılan mektuplarla Hanya'da bir mevlevihane
uyandırma isteği sonuçsuz kalmamış, Mevlevihane kurulmuş. Zamanla bünyesinde
önemli hizmetlerin verildiği bir yer haline gelmiş. Öyle ki çevre Mevlevihaneler
-ki bunlar Kıbrıs, Midilli, Sakız ve Rodos adaları ile İskenderiye, Serez,
Selanik, Atina, Gelibolu, İstanbul, Kahire ve Mora'dadır- ve bu bölgelerdeki
müslümanlar arasında bir haberleşme mekezi olarak hizmet vermiş. O tarihlerde
yaşanan savaşlarda ve Lozan'a gelindikte yaşanan mübadele'ye kadar zulme uğrayan
Müslümanlar için çok önemli faydalar sağlamış. Yine kitapta aktarılan bir
hususla Mevlevihane'nin önemine dikkat çekiliyor: 1923 yılında Edirne'de
Rumların esir olarak Girit'e götürdüğü Türklerin, Mevlevihane'den Şeyh'in ricası
ile daha önceden babasının tekke ile olan münasebetleri ve kendisinin de tekkede
okutulması münasebetiyle bir vefa borcunu yerine getiren Yunan Başbakan
Venizelos tarafından esirlerin iadesi sağlanmıştır. Kayıtlara ilk kez giren bu
bilgi yani Tekke-Venizelos yakılığı Şeyh ailesi tarafından nakledilmiştir.
Hanya/
Girit Mevlevihanesi
İsmail Kara
Dergâh yayınları
190 sayfa
YAYIN TARİHİ: 04.10.2006
http://yenisafak.com.tr/Kitap/?i=9407
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder