30 Temmuz 2011 Cumartesi

Konya'dan Hanya'ya bir mevlevihane

Ege'nin güney sınırında şu an bir Yunan adası olan Girit'te küçük bir şehir olan Hanya'da bıraktığımız önemli eserlerden birisi olan Hanya Mevlevihanesi, ilk defa bir çalışmaya konu oldu.
KAMİL BÜYÜKLER
Kaybolan, yıkılan, unutulan medeniyet mirasımızın önemli eserleri sadece buralarda değil elbette. Uzaklarda, bir zamanlar "bizim olan eller"de de bıraktığımız eserler var. Bu eserler gün gelip bir meraklısının onu arayıp bulmasını bekler. Yine uzaklarda, Ege'nin güney sınırında şu an bir Yunan adası olan Girit'te küçük bir şehir olan Hanya'da bıraktığımız önemli eserlerden birisi olan Hanya Mevlevihanesi, ilk defa bir çalışmaya konu oldu. Yazar ve aynı zamanda akademisyen İsmail Kara tarafından ilginç tesadüfler zincirinin sonucunda hazırlanan eser Dergâh Yayınları arasından 'Hanya/ Girit Mevlevihanesi' adıyla yayınlandı. 80'li yılların başında Dergâh Yayınları tarafından hazırlanan Türk Dili Edebiyatı Ansiklopedisi'ne Kevser Atay tarafından gönderilen mektup, yazarın yaklaşık on beş yılı bulan çalışmasına ve uzun bir zamandır tarih sayfalarının arasında unutulan Hanya Mevlevihanesi'nin kitabının hazırlamasına vesile olur. İzmir'den Kevser Atay Hanım yazdığı mektupta ansiklopediye madde olarak büyük dedesi Hanya Mevlevihanesi kurucu şeyhi Şemsi Dede ve eserinin girmesini istemektedir. Bu mektup o gün kayda girer ve kapanır. Ancak yazar İsmail Kara'nın ifadesiyle Hanya Mevlevihanesi fahri türbedarlığı kaderde kendisine tevdi kılındığı için, mektuplar, fotoğraflar, belgeler, evraklar birbirini takip eder ve tabii Mevlevihane'nin Şeyh ailesinin son fertleriyle görüşme şansına nail olur. Hanya Mevlevihanesi yazar için çok "uzak" iken, kaderin cilvesiyle "yakın" olmuş ve bu kitap meydana gelmiştir.

HANYA'DA GEÇEN KIRK DÖRT YIL
Girit adasının Hanya sancağında 44 yıl (1880-1904) faaliyet gösteren Hanya Mevlevihanesi döneminin en önemli dini-kültürel yapılarından biridir. Hanya'dan Konya'ya Çelebilik makamına yazılan mektuplarla Hanya'da bir mevlevihane uyandırma isteği sonuçsuz kalmamış, Mevlevihane kurulmuş. Zamanla bünyesinde önemli hizmetlerin verildiği bir yer haline gelmiş. Öyle ki çevre Mevlevihaneler -ki bunlar Kıbrıs, Midilli, Sakız ve Rodos adaları ile İskenderiye, Serez, Selanik, Atina, Gelibolu, İstanbul, Kahire ve Mora'dadır- ve bu bölgelerdeki müslümanlar arasında bir haberleşme mekezi olarak hizmet vermiş. O tarihlerde yaşanan savaşlarda ve Lozan'a gelindikte yaşanan mübadele'ye kadar zulme uğrayan Müslümanlar için çok önemli faydalar sağlamış. Yine kitapta aktarılan bir hususla Mevlevihane'nin önemine dikkat çekiliyor: 1923 yılında Edirne'de Rumların esir olarak Girit'e götürdüğü Türklerin, Mevlevihane'den Şeyh'in ricası ile daha önceden babasının tekke ile olan münasebetleri ve kendisinin de tekkede okutulması münasebetiyle bir vefa borcunu yerine getiren Yunan Başbakan Venizelos tarafından esirlerin iadesi sağlanmıştır. Kayıtlara ilk kez giren bu bilgi yani Tekke-Venizelos yakılığı Şeyh ailesi tarafından nakledilmiştir.

Hanya/
Girit Mevlevihanesi
İsmail Kara
Dergâh yayınları
190 sayfa
YAYIN TARİHİ: 04.10.2006
http://yenisafak.com.tr/Kitap/?i=9407

Hiç yorum yok: